Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

şiir'im*

hem yaralı hem yakını bir yaralının kırıldı kuş sesinden direkleri dünyanın kaldım eşikte sübyan kaldım cümle ovayla temmuzun köklerinde, yaşlanmış ağaçlara dert oldum. Kimi görsem dedim işte buradayım iki ince boynumun arasında kimi görsem dilim buruk, kelimeler ölümlü, sesim anadan üryan. yürüdüm benle birlik ağır bir halk yürüdü suya baktı ağırdı, güze düştü ağırdı, yola vurdu ağırdı. bir sabah dünya boşken kalkıp sordum kendime: neyin var taşınacak? şu kırık dal sesinden, şu tökezleyen ırmak gürültüsünden başka neyin var sen gidince aklı sende kalacak!

apollon ile daphne efsanesi

“baş tanrı zeus'un oğlu olan apollon güneş tanrısıymış ilk zamanlarında. her sabah, dört tanrısal atın çektiği altın arabası ile, peşinde güneş, gökyüzünü bir uçtan bir uca dolaşırmış baş tanrı zeus'un oğlu. bir gün yine altın arabası ile dolaşırken gökyüzünde korkunç bir piton yılanına rastlamış. yılanın büyüklüğünden ve görünüşünden korkan apollon tanrısal kılıcını çektiği gibi öldürmüş dev piton yılanını. apollon dev piton yılanını öldürmüş ama bu sefer de vicdanı rahat etmemiş. yılanı öldürerek tanrısallığının kirlendiğine inanan apollon, kirlenen bu tanrısallığını temizleyebilmek için yeryüzüne inmiş ve 7 yıl boyunca burada bir kralın sürülerine çobanlık yapmış. çobanlık yaparken tanrıların çalgısı liri çalmayı öğrenmiş. o kadar iyi ve güzel çalıyormuş ki zeus ona müzik tanrısı olmayı da sağlamış bu sayede. yine birgün gökyüzünü dolaşmaya çıkmış dört tanrısal atın çektiği altın arabasıyla. bir uçtan bir uca gezerken gökyüzünü, elinde oku ve yayıyla bebek yüzlü aşk tan...